Page 111 - Izahname
P. 111
Nükleer enerji alanında yapılan yatırımlar
Türkiye 1960'lardan beri nükleer enerji kullanımını hayata geçirmeyi planlamaktadır. Nükleer enerji
santrallerinin kurulmasına yönelik çeşitli başarısız girişimlerden sonra 2006 yılında nükleer enerjiye ilişkin
girişimler yeniden başlatılmış ve Türkiye'nin ilk nükleer santrali Akkuyu Enerji Santrali'nin ilk ünitesi için
hedef tarih 2023 olarak belirlenmiştir.
Nükleer Santrallerin İnşaatı ve İşletilmesi ve Enerji Satışı Hakkındaki Kanun, 2007 yılında yürürlüğe girmiştir
ve Akkuyu’daki nükleer santralin inşası ve işletilmesine ilişkin proje ihalesinde özel sektör şirketlerine teklif
yapmaları için çağrıda bulunulmuştur. Akkuyu ihalesinin, 2009 yılında yeterli talep olmaması nedeniyle iptal
edilmesinden sonra, Türkiye, Rusya ile doğrudan görüşmelere başlamıştır. Bu görüşmeler sonucunda, iki ülke
arasında Akkuyu'da 4.800 MW kurulu güç kapasiteli bir nükleer enerji santralinin inşası için anlaşma
imzalanmıştır. Türkiye ve Rusya arasındaki uluslararası anlaşmaya göre, TETAŞ (günümüzde EÜAŞ),
Akkuyu Enerji Santrali’nin ilk iki ünitesinin üretiminin %70’ini, üçüncü ve dördüncü ünitelerin üretiminin
%30’unu 123,5 ABD Doları/MWh fiyatından satın alacaktır. Bu alım garantisi, her bir ünitenin işletmeye
alınmasını takip eden 15 yıllık süre için geçerlidir.
Akkuyu Enerji Santrali’nin kurulması amacıyla imzalanan anlaşma öncesinde, 2013 yılında Sinop'ta 4,48 GW
kurulu güç kapasiteli bir nükleer enerji santralinin inşası için Fransız-Japon konsorsiyumu ile bir anlaşma daha
imzalanmıştır. Başlangıçta bu projenin devreye alma tarihi olarak 2027 yılı belirlenmiş olmakla birlikte proje
kapsamındaki ilerleme sürecindeki belirsizlikler nedeniyle, piyasa tarafından santralin planlanan zamanda
devreye alınması pek mümkün görünmemektedir.
Yerli linyit kömürü kullanımının artırılması, yeni doğal kaynakların araştırılması ve keşfi
Türkiye, linyit kömürü dışında önemli miktarda fosil yakıt kaynağına sahip değildir. Yerli linyit kömür
kaynaklarının kullanımının artması, dışa bağımlılığı azaltmak adına enerji politikasının önemli bir unsuru
olarak ortaya çıkmaktadır.
2009 Strateji Belgesi kapsamında elektrik üretimi için ülkedeki neredeyse tüm linyit ve taşkömürü
kaynaklarının 2023 yılına kadar aktif olarak kullanılması hedeflemektedir. Bu amaç doğrultusunda ETKB,
elektrik santrali kurulması zorunluluğu bulunan yerli linyit rezervlerinin özelleştirme ihaleleri dahil olmak
üzere, yerli kömür üretimini teşvik etmenin alternatif yolları üzerinde çalışmaktadır. Çayırhan Kömür Sahası,
rekabetçi bir ihale süreci sonucunda 2017 yılında bu yöntemle 30 yıllık bir süre için özelleştirilmiştir.
Özelleştirme kapsamında, ilerleyen dönemlerde saha üzerinde kurulması planlanan elektrik santrali için 1,1
milyar ABD Doları tutarında bir yatırımın gerçekleşmesi ve 15 yıllık bir elektrik satınalım anlaşmasının
imzalanması beklenmektedir.
Buna ek olarak, ülkede ithal kömür kullanımını azaltmak amacıyla 2016 yılında ithal kömür üzerine ton başına
15 ABD Doları tutarında ek vergi getirilmiştir. Bu vergi sistemi daha sonra ICE Rotterdam Gelecek
Endeksindeki taban kömür fiyatlarını dikkate alan ve endeksteki kömür fiyatı ile 70 Amerika Doları arasındaki
fiyat farkını ithalat fiyatı üzerine vergi olarak yansıtan bir yönteme evrilmiştir. Bir başka önemli girişim ise,
Türkiye'de tamamen veya kısmen yerli kömürle çalışan termik santrallere 2024 yılına kadar verilen elektrik
alım garantileridir. 2018 yılının ilk çeyreği için alım garantisi bakımından belirlenen fiyat 201,4 TL/MWh
olmuştur. Bu fiyat üç ayda bir enflasyona ve dövize endekslenmektedir. Buna göre 2021 yılının ilk çeyreğinde
fiyat 394,5 TL/MWh olmuştur. Bu fiyat çevre mevzuatına uyum sağlayan santraller için %3 ilave ile 406,38
TL/MWh olarak gerçekleşmiştir.
Bunun yanında yeni kömür rezervlerinin keşfedilmesi hedeflenmektedir. 2005-2019 yılları arasında Konya'da
1,8 milyar ton, Eskişehir'de 1,5 milyar ton, Tekirdağ'da 1,5 milyar ton ve Afyon'da 0,9 milyar ton olmak üzere
toplam 24 milyar ton kömür rezervi keşfedilmiştir.
2019 yılı itibarıyla Türkiye'de 19,3 milyar ton keşfedilmiş linyit rezervi bulunmaktadır ve Türkiye’de 2019
yılında 101,5 milyon ton yerli kömür üretilmiştir.
Türkiye’nin enerji arzında sürdürülebilirliği sağlamaya yönelik stratejisinin bir parçası olarak, Karadeniz ve
Akdeniz’de 1970’lerden bu yana deniz sondaj çalışmaları gerçekleştirilmektedir. 2004 yılından itibaren ise
hidrokarbon keşif çalışmalarına gösterilen ilgi artmaktadır. Ağustos 2020'de Türkiye’nin ulusal petrol ve gaz
şirketi Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (“TPAO”) Karadeniz bölgesinde 405 milyar metreküp doğalgaz
rezervine sahip Sakarya Gaz Sahası’nı keşfettiğini duyurmuştur. Sakarya Doğalgaz Sahası’nda keşfedilen
gazın 2023 yılında kullanılmaya başlanması beklenmektedir.
Enerji kullanım verimliliğini artırmak
111